Tahkim hükümleri, işletmelerin anlaşmazlıkları çözmesi için giderek daha popüler bir yol haline geliyor. Bu yazıda, küçük işletmeler için tahkim şartlarını kullanmanın artılarını ve eksilerini tartışacağız. Bu bilgilerin, işletme sahiplerinin sözleşmelerine tahkim hükümlerini dahil edip etmeme konusunda bilinçli kararlar vermelerine yardımcı olacağını umuyoruz.
Tahkim hükümleri nelerdir ve nasıl çalışırlar?
Bir tahkim şartı, bir bir sözleşmede hüküm taraflar arasındaki uyuşmazlıkların dava yoluyla değil tahkim yoluyla çözülmesini gerektirir. Bu madde, şirkete zaman ve para tasarrufu sağlayabileceği için genellikle iş sözleşmelerine dahil edilir. Sözleşmenizde tahkim şartı olup olmayacağını düşünüyorsanız, artıları ve eksileri dikkatlice tartmak önemlidir. Bir yandan, tahkim size zaman ve para kazandırabilir. Öte yandan, davanızın bir hakim veya jüri tarafından karara bağlanması hakkından vazgeçiyor olabilirsiniz.
Tahkim şartlarını kullanmanın artıları
Hakem seçimi üzerinde kontrol: Davanızda kimin tahkimde bulunacağını seçme yeteneği, tahkimin önemli bir avantajıdır. Kararı mahkemeye bırakmak yerine güvendiğiniz birini seçebilirsiniz.
Hız: Tahkim, genellikle mahkeme sisteminden geçmekten çok daha hızlıdır. Bu, sorunu olabildiğince çabuk çözmeniz gerekiyorsa özellikle yararlıdır.
Maliyet: Tahkimin en büyük faydalarından biri sunduğu maliyet tasarruflarıdır. Çoğu durumda, tahkim masrafları, bir davayı mahkemeye götürmekten önemli ölçüde daha düşüktür.
İtiraz yok: Mahkeme sisteminden farklı olarak, tahkimde temyiz yolu yoktur.
Mahremiyet: Tahkim genellikle gizli tutulur. Taraflar, çoğunlukla ihtilaf halindeyse, kararı ve şartları gizli tutmaya sıklıkla rıza gösterirler.
Tahkim şartlarını kullanmanın eksileri
Sınırlı başvuru: Tahkim davalarında başvuru yolu sınırlıdır, yani hak ettiğiniz adaleti alamayabilirsiniz.
Taraflı hakem: Hakemler her zaman objektif değildir, bu da davanızı objektif olarak değerlendiremeyebilecekleri anlamına gelir. Bir hakemin daha önceden bir iş ilişkisi olabilir veya hatta bir taraf lehte bir sonuç için rüşvet alabilir, örneğin Goldman Sachs tarafından hakem Marc J. Goldstein’a rüşvet verildiği iddiasında olduğu gibi.
Şeffaflık eksikliği: Tahkim sürecinde şeffaflık eksikliği var, yani davanızda neler olduğunu bilmiyor olabilirsiniz.
Tahkim hükümlerinin işletmeniz için uygun olup olmadığına nasıl karar verilir?
İş sözleşmelerinize tahkim hükümlerinin dahil edilip edilmeyeceği sorusu zor bir sorudur, ancak cevap ne yapmaya çalıştığınıza bağlıdır. Bir sözleşmede tahkim şartı olup olmadığına karar vermeden önce, işletmeler aşağıdaki faktörleri göz önünde bulundurmalıdır:
Anlaşmazlık türü: Dolandırıcılık veya sözleşmenin ihlali gibi bazı anlaşmazlıklar, tahkim için diğerlerinden daha uygun olabilir.
Ücret: Tahkim, mahkemeye gitmek yerine paradan tasarruf edebilir.
Zaman taahhüdü: Tahkim, davanın karmaşıklığına bağlı olarak mahkemeye gitmekten daha hızlı olabilir.
Sürecin esnekliği: Tahkim genellikle mahkemeye gitmekten daha esnektir.
İşletmeler bu faktörleri göz önünde bulundurarak tahkimin kendileri için doğru seçim olup olmadığına karar verebilirler.
Kısacası, tahkim hükümleri, küçük işletmelerin anlaşmazlıkları hızlı ve özel bir şekilde çözmeleri için yararlı bir yol olabilir. Ancak, tahkim kullanmanın olası sakıncalarının farkında olmak da önemlidir.
Kaynak : https://newsblaze.com/business/latest-business/the-pros-and-cons-of-using-arbitration-clauses-for-small-businesses_185269/