Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, İstanbul’da Covid-19 vaka sayılarındaki artışın iki nedeni olduğunu söyleyerek, “Birincisi, odağın oradan başlaması; oraya gelen tanıdık olmayan sayısı artı. İkinci neden de İstanbul’un hayat şartları” dedi. Bulaş noktalarına uyarı çeken Ceyhan, en etkili yöntemi de açıkladı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı haftalık olgu sayısı haritasında; vaka yoğunluğu en fazla büyüyen 10 il aralarında yer alan İstanbul’da, 100 bin kişide görülen vaka sayısı, 1 haftada 663,69’dan 1222,37’ye yükseldi. Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, İstanbul’daki olgu artışının nedenlerini DHA’ya değerlendirdi.
Prof. Dr. Ceyhan, İstanbul’daki olgu artışının iki nedeni olduğunu belirterek, “Birincisi, odağın oradan başlaması. Çoğunlukla birincil girişte odak İstanbul’dan başlıyor. Tüm dalgalarda böyle oldu. Oraya gelen tanıdık olmayan sayısı artı. İkinci neden de İstanbul’un yaşam koşulları. Diğer iller ile kıyasladığınızda İstanbul’da fazla daha büyük ve topluluk çalışan iş yerleri var, sosyal mesafeyi sağlayamıyorsunuz. Toplu taşıma araçlarındaki kalabalıklar ve araçlarda geçirilen vakit daha fazla İstanbul’da” diye konuştu.
‘Tek etkin yöntem kademeli mesai’
Prof. Dr. Ceyhan, virüsün dört manâlı bulaş noktası olduğuna uyarı çekerek, “Bunların birincil esnasında evler var, konut ortamına müdahalede bulunamıyorsunuz. İkinci sırada, kalabalık iş yerleri var. Bir türlü sayının azalmadığı, salgının başından beri önerdiğim ‘vardiya usulü’ egzersiz getirilmediği sürece bunu önleyemeyiz. Üçüncü, toplu nakliye araçları. Araç sayısını çoğaltmak İstanbul’da çözüm olmuyor. Burada ne değin kalabalık olduğu, mesafenin millet arasında ne dek dar olduğu ve temasın ne değin sürdüğü kayda değer. Artırdıkça temas süresi uzuyor. Bu yüzden tek etkin yöntem aşamalı mesai uygulaması. Dördüncüsü de topluluk toplantılar. ‘Delta’nın yayılımını 3 ülke dıştan diğer ülkeler önemli kontrol ile azaltmışken, biz azaltamadık. ‘Delta’ varyantını engelleyememiş önlemlerin, ‘Omicron’ gibi çok daha bulaşıcı bir varyantın yayılımını engellemesi olası yok” dedi.
‘Delta hala problem’
Prof. Dr. Ceyhan, bazı şehirlerde olgu sayılarının daha yüksek, bazılarında düşük olduğunu belirterek, “Böyle bir virüste bunun neredeyse hiçbir önemi değil. Göreceğiz ki kısa vakit içinde vaka sayıları düşük görülen illerde çok yüksek görülen iller dek artacak. ‘Omicron’ başlayınca gelişen vaka sayılarının tamamı ‘Omicron’ olgu artışına bağlandı. Bu yanlış bir akıl. Türkiye, İngiltere ve Rusya öteki ülkelerden öbür bir durumdaydı. ABD, Batı Avrupa ülkeleri ‘Omicron’dan önce vaka sayılarını ayrıntılarıyla düşürmüşlerdi, ‘Omicron’ ile birlikte vaka artışı yaşadılar. acilen vakaların birçok ‘Omicron’a ast. Onlar buna göre tedbirler alıyorlar. Maalesef bizde de sözde yalnızca ‘Omicron’ problemmiş gibi karalar alınıyor. Türkiye’de ‘Omicron’ başladığında ‘Delta’ya alt vaka sayıları 20 binin üzerindeydi. Halen ‘Delta’ ciddi bir problem. Ya ‘Omicron varyantı’ tespit edilenleri ayıracaksınız veya genel uygulayacaksanız. ‘Delta’nın Türkiye’de halen yangın olduğunu dikkate almanız lüzumlu. Yoksa ‘Omicron bunlar’ diye 7 günden sonraki bulaşları göz ardı ederseniz ‘Delta’ya alt bulaşlar da devam eder ve onlar çok daha ayır seyirli, öldürücü olur” diye konuştu.
‘Omicron ile artan antikorlar kısa süreli’
Prof. Dr. Ceyhan, aşının önemine uyarı çekerek, “Aşılanmadan toplumsal bağışıklık ile salgından kurtulma düşüncesi hatalı. İkisini kıyasladığınızda hastalık ve aşıyı, aşı hastalığa kadar fazla daha uzun ve etkin bağışıklık bırakıyor. Özellikle ‘Omicron’da gelişen koruyucu antikorlar çok kısa süreli. Mutlaka salgının başından beri konuştuğumuz maske ve mesafe önlemlerine uyarı etmemiz gerekir. Devletin mutlaka tedbirleri artırması lazım. Sınırların kontrolü, hemen hemen hiç kontrol değil. Büyük iş yerlerindeki kalabalıkların azaltılması lazım. Bir yerde ‘Omicron’ çok yaygınsa o ile giriş- çıkışlara bir takım kontroller getirilmesi gibi bazı önlemler alınması gerekir. Eğitim tehlikesiz şekilde devam etsin istiyorsak hızlı tarama testi getirip haftalık taramalar yapıp, çocuklar ne kadar güvende keza kendimiz öğrenip hem de ailelere o güveni vermemiz gerekli” dedi.